Seçkiler

AYRILANLAR İÇİN (Ü.Y.Oğuzcan / T.Selçuk)

Yollarımız burada ayrılıyor
Artık birbirimize iki yabancıyız
Ne kadar acı olsa ne kadar güç olsa
Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız

Hiç yaşamamışçasına hiç sevmemişçesine
Unutursun o günlerimizi gecelerimizi
O günlerce gecelerce sevişmelerimizi

Her kederin tesellisi bulunur
İnsan ne kadar sevse unutabilir
Mevsimler gelip geçer yıllar geçer
Sen de unutursun bir gün gelir

Her şeyi evet her şeyi her şeyi unutabilirsin
Hatta bütün yazdıklarımı satır satır
Kalırsa içinde bir derin sızı kalır

SEN NERDESİN? (F.N.Çamlıbel / T.Selçuk)

Caddeden sokaklara doğru sesler elendi
Pencereler kapandı kapılar sürmelendi
Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar
Gurbete düşmüşlerin başına düştü damlar

Yuvamı çiçekledim sen bir meleksin diye
Yollarını bekledim görüneceksin diye
Senin için kandiller tutuştu kendisinden
Resmine sürme çektim kandillerin isinden

Saksıda incilendi yapraklar senin için
Söylendi gelmez diye uzaklar senin için

Saatler saatleri vurdu çelik sesiyle
Saatler son gecemin geçti cenazesiyle
Nihayet ben ağlarken toprağın yüzü güldü
Sokaklardan caddeye doğru sesler dökü
(Faruk Nafiz Çamlıbel’ in anısına)

 

BEYAZ GÜVERCİN ( Ü.Y.Oğuzcan / T.Selçuk )

Süzülüp mavi göklerden yere doğru
Omuzuma bir beyaz güvercin kondu
Aldım elime usul usul okşadım
Sevdim gençliğimi yeniden yaşadım

Bembeyazdı tüyleri öyle parlaktı
Açsam ellerimi birden uçacaktı
Eğildim kulağına dur gitme dedim
Hareli gözlerinden öpmek istedim

Duydum avuçlarımda sıcaklığını
Duydum benden yıllarca uzaklığını
Çırpınan kalbini dinledim bir süre
Ve uçmak istedim onunla göklere

Ak güvercinin iri gözleri vardı
Güzelliğinden fışkıran bir pınardı
Soğuk sularından içtim serinledim
Çağlayan bir nehrin sesini dinledim

Belki buydu sevmek hayat belki buydu
Işıl ışıldım gözlerim dopdoluydu
Bir nağme yükseldi sevinçten ve hazdan
Bir nağme yükseldi güzelden beyazdan

Uzattı sevgiyle pembe gagasını
Birden öğrendim hayatın manasını
Kaderde sevgiyi sende bulmak varmış
Seninle bir çift güvercin olmak varmış

İSPANYOL MEYHANESİ ( Ü.Y.Oğuzcan / T.Selçuk )

Kararmış tahta masamızda bir şişe şarap
Gecelerden bir gece bezginiz
Üstelik adamakıllı sarhoşuz
Ellerin ellerimde

İspanyol meyhanesinde bir kadın
Çığlık çığlığa şarkı söylüyor
Belli yıkılmış bir kadın
Hayli çirkin hayli geçkin ağlamaklı
Zayıf incecik elli kalın dudaklı
Sesi bir tokat gibi patlıyor kulaklarımızda

Yüzümüz al al oluyor
İçimiz hüzün dolu kahır dolu
Gözlerimiz kanlı

Yeter yeter
Öleceksek ölelim
Haydi vur kendini şaraba
Kedere ve aşka vur

Daha içelim hey hey…

İspanyol meyhanesinde bir gece
Seninle başbaşayız
Üstelik sarhoşuz adamakıllı
Daha içelim daha içelim

İspanyol meyhanesinde öldüğümüzü
Kimse bilmesin
Hey garson
Bütün hesaplar benden bu gece sen de iç
Kapat kapıları
Yabancı gelmesin
İspanyol meyhanesinde öldüğümüzü
Kimse bilmesin
Ölelim artık
Bitsin bu delicesine koşu
( Ümit Yaşar Oğuzcan’ ın anısına )

 

BU GÜN YARIN VE DAİMA ( Ü.Y.Oğuzcan / S.Selçuk / T.Selçuk )

Sen dilimde sitem kalbimde ateş gözlerimde nem
Gel bitsin bu özlem sensiz şu dünya bana cehennem

Yeter beklediğim bir sabah ansızın çık karşıma
Benim ol bu gün yarın ve daima
En ölmeziyle sevgilerin gel atıl kollarıma
Benim ol bu gün yarın ve daima

Gel bitsin bu keder başlasın artık en güzel günler
Sen gelirsen eğer o bir gün bana bir ömre değer

KARA SEVDA ( E.Buri / T.Selçuk )

O kara sevda tuttu da beni
Kor etti beni vay yaktı beni
Ben mecnun oldum senin uğruna
Yollara düştüm

Alev alev yanan gözlerini
Sen sakın elden düşman gözünden
Ben mecnun oldum senin uğruna yollara düştüm

Vay bu ne iştir bu
Oy bu ne seviştir bu
Ben mecnun oldum senin uğruna yollara düştüm

Gitme gel dinle beni
Ellere vermem seni vermem anam
Vursalar da beni
Ben mecnun oldum senin uğruna yollara düştüm

Olur mu böyle sevda bunun adı kara sevda
Tutmuşta hepten yakmış sana beni… hey…hey…
( Erdem Buri’ nin anısına )

 

HÜRRİYETE DOĞRU ( O.V.Kanık / T.Selçuk )

Gün doğmadan güneş daha bembeyazken çıkacaksın yola
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında
İçinde bir iş görmenin saadeti gideceksin ığrıpların çalkantısında
Balıklar çıkacak yoluna karşıcı sevineceksin
Ağları silkeledikçe deniz gelecek eline pul pul

Ruhları sustuğu vakit martıların kayalıklardaki mezarlarında
Birden bir kıyamettir kopacak ufuklarda
Deniz kızları mı dersin kuşlar mı dersin
Bayramlar seyranlar mı dersin şenlikler cümbüşler mi
Gelin alayları teller duvaklar donanmalar mı

Hey…
Ne duruyorsun be at kendini denize
Geride bekleyenin varmış aldırma
Görmüyor musun her yanda hürriyet
Yelken ol kürek ol dümen ol balık ol su ol
Git gidebildiğin yere

KARANTİNA’ LI DESPİNA ( A.İlhan / T.Selçuk )

Bir gül takıpta sevdalı her gece saçlarına
Çıktı mı deprem sanırdın kara kız kantosuna
Titreşir kadehler camlar kırılır alkışlardan
Muammer beyin gözdesi Karantina’ lı Despina

Çapkın gülüşü şöyle faytona binişi Kordelya’ dan
Ne kadar başkaydı her kadından her bakımdan
Sınırsız bir mutlulukta uyuturdu Muammer beyi
Ustalıkla damıttığı o tantanalı aşklarından

İşgal altüst etti nasıl da İzmir’ de herşeyi
Öğrendi kullanmasını Despina bu yanlış gaceyi
Körfezde parıldayan Yunan zırhlılarına karşı
Miralay Zafiru’ yla İsplandit palasta sevişmeyi

Gemi sinyallerinin gece bahçelere yansıması
Havuzda samanyolunun hisarbuselik şarkısı
Demlendikçe yalnızlığı aydınlanıyor Muammer bey
Olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması

KÖYLÜ KIZI ( T.Selçuk )

Aşıkım ben sana
Ey nazlı kızım
Dinmiyor bir türlü
Bu derin sızım
Bu yaz da sen yoksun yine yalnızım
Telli duvağın sürüyerek gel
Yüzünü yaşmağa bürüyerek gel

Durmadan akıyor çay
Gedizin çayı
Gel seni bekliyor
Gel gönlüm sarayı
Görünsün uzaktan
Düğün alayı oy…

DÖNEK TÜRKÜSÜ ( Ç.Talu / T.Selçuk )
Uğur Mumcu’ nun “Sakıncalı Piyade” oyunundan.

Sağcıyla sağcı
Solcuyla solcu
Çevir kazı yanmasın
Çevir de çevir
Çevir kazı yanmasın
Devir bu devir

Devrim istiyorsanız
Devrim yapalım
Rüzgâr nerden esiyor
Ona bakalım
Darbe olsun derseniz
Darbe yapalım
Rüzgâr nerden esiyor
Ona bakalım

Sağcıların günüyse
Sağcı olalım
Rüzgâr nerden esiyor
Ona bakalım
Solcuların günüyse
Solcu olalım
Rüzgâr nerden esiyor
Ona bakalım

Herkesi uyutalım
Mebus olalım
Vatan millet üstüne
Nutuk atalım
Bir parti bulalım da
Üye olalım
Hiçbirşey olmasak da
Bakan olalım
( Uğur Mumcu’ nun anısına )

 

MEMET ( N.Hikmet / T.Selçuk )

Karşı yaka memleket
Varna’ dan sesleniyorum
İşitiyor musun Memet

Durmadan akıyor Karadeniz
Deli hasret sana sesleniyorum oğlum
İşitiyor musun Memet

NEREYE PAYİDAR ( Ç.Talu / T.Selçuk )

Nereye Payidar nereye
Yokuş bayır demesen de
Dere tepe düz gitsen de
Çıkmaz bu yol bir yere

Nereye Payidar nereye
Bir gün gelip evlensen de
Kurtulmayı düşlesen de
Çıkmaz bu yol bir yere

Nereye Payidar nereye
Şefle iyi geçinsen de
Bu gün için sevilsen de
Çıkmaz bu yol bir yere

Nereye Payidar nereye
Seninkiler direnişte
Bir sen yoksun içlerinde
Çıkmaz bu yol bir yere

Nereye Payidar nereye
Gönlün yoksa ezilmeye
Sen de katıl direnişe
İşçilerle elele
( Çiğdem Talû’ nun anısına )

 

BENİ KÖR KUYULARDA ( Ü.Y.Oğuzcan / T.Selçuk )

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
Öylesine yıktın ki bütün umutlarımı
Beni sensiz bıraktın beni bensiz bıraktın
( Hümeyra Özbaş’ ın anısına )

OY BE NENEM ( T.Selçuk )

Bak şu kızın çalımına
Yok diyecek alımına

Aman oy be nenem oy be nenem
Oy be nenem ben nidem
Oy be nenem oy be nenem
Oy be nenem ney…

Bakma bana yakarsın
El ederim kaçarsın

Göz süzerek gidersin
Eller ile gezersin

Kıskanırım sakınırım
Dosta eşe yakınırım

Uçtu gider deli gönül
Gelmez geri giden ömür

Sev de sevil deli gönül
Gelmez geri giden ömür

SEVMEK DELİLİK ( Ü.Y.Oğuzcan / T.Selçuk )

Deli midir nedir insanlar
Aşık oluyorlar
Gece gündüz arıyorlar aşkı
Sevmek bir acı sevmek bin acı
Sevmek delilik

Bu gün seven yarın gider
Şu gönlümüz yok mu
Er geç yine aşkı özler
Uslanmaz o yine sever

Olur mu acaba
Sevmeden yaşamak şu dünyada

Çocukluktaki aşkımız hani
Şu kadın mı yoksa
Aman Allah olmuş küp gibi
Sevmek bir acı sevmek bin acı
Sevmek delilik

Uslanmayız biz böyleyiz
Her sefer bu son deriz
Yine tutar birini severiz
Sevmek bir acı sevmek bin acı
Sevmek delilik

YAŞAYAMAM SENSİZ ( Ü.Y.Oğuzcan / T.Selçuk )

Gel kadehime dol
Bu gece sensizim yine
Gel artık benim ol
Gel sarıl sevdiğine

Gel gökleri aydınlat
Işıkla yıkansın içimiz
Yok bana sensiz hayat
Anladım yaşayamam sensiz

Sen güneşim benim
Bitmeyen aydınlığımsın
Sen ateşim benim
Hiç sönmez yangınımsın
Hadi gel…

PİRELİ ŞARKI ( O.V.Kanık / T.Selçuk )

Bu ne acaip bilmece
Ne gündüz biter ne gece
Kime söyleriz derdimizi
Ne hekim anlar ne hoca

Kimi işinde gücünde
Kiminin donu yok kıçında
Ağız var burun var kulak var
Ama hepsi başka biçimde

Bu düzen böyle mi gidecek
Pireler filleri yutacak
Yedi nüfuslu haneye
Üç buçuk tayın yetecek

Karışık bir iş vesselâm
Deli dolu yazar kalem
Yazdığıda ne bir sürü
İpe sapa gelmez kelâm

Kimi peygambere inanır
Kimi saat köstek donanır
Kimi kâtip olur yazı yazar
Kimi sokaklarda dilenir

Kimi kılıç takar böğrüne
Kimi uyar dünya seyrine
Gündüzleri baba hayrına
Geceleri karı hesabına

GÜNEŞİN SOFRASINDA SÖYLENEN TÜRKÜ ( N.Hikmet / T.Selçuk )

Dalgaları karşılayan gemiler gibi
Gövdelerimizle karanlıkları yara yara
Çıktık rüzgârları en serin
Uçurumları en derin
Havaları en ışıklı sıra dağlara
Arkamızda bir düşman gözü gibi karanlığın yolu
Önümüzde bakır taslar güneş dolu
Dağlarda gölgeniz göklere vursun
Göz göze yan yana diz dize durun çocuklar
Tasları biribirine vurun çocuklar
Heeey….
Hop…

Dostların arasındayız
Güneşin sofrasındayız

Doldurun çocuklar doldur içelim
Başları göklere atalım serden geçelim
Doldurun çocuklar doldur içelim
Koşarak devlerin geçtiği yerden geçelim

HALET REZAKÎ’ NİN ŞARKISI ( O.Arayıcı / T. Selçuk )

Bilmedim fiatını ömrümce
Ekmeğin şekerin tuzun muzun
Girmedim bakkal kasaptan içeri
Ayağıma geldi ne istedimse
Kondu önüme ne yedimse

Bıktım dünyayı sırtımda taşımaktan
Hayatın yorgunuyum ben rahat vurgunuyum ben

Barut kan açlık bitirirken dünyayı
Yok kelimesini hiç duymadı
Odalarımızın duvarları
Karneyi görmedi bile evimiz
İkinci dünya harbi yılları

Yirmi beşindeydim o sıra
Peder koştu beni bu zora
İlk ciddî imzamı nikâh dairesinde attım
Hiç unutmam o soğuk kış günü
Kan ter içinde kaldım
Sıkıntıdan çatlayacaktım

Sonrası yeknesak yıllar
Peder bey rahmetli oluncaya kadar
Mal mülk edince intikâl
Anladım en zor mesleğin adıymış hammal
( Oktay Arayıcı’ nın anısına )

 

BİR RESİMDE SEN ( Ü.Y.Oğuzcan / T.Selçuk )

Dün bir resimde gözlerini görüverdim
İki güzel uzak yıldız gibiydiler dalgın
Bilsen neler neler anlatıverdiler bana sessizce
Bir seviyle derinleşen o aşkın

Seni görüverdim
Yaşadım bir resimde
Seni görüverdim
Her zamankinden daha çok bana yakın
Gelecek mutlu günlerimi anlattın
Yaşadım bir resimde
Her zamankinden daha çok bana yakın

Orda değildin sanki bir başka yerdesin
Ötelerde uzaklarda hep benimle vardın
Bahçe içindeki bir çiçekten ayna gibi
Sessizce yansıyıverdi yüzünde o aşkın

EKONOMİ BİLMECESİ ( Y.Onay / T.Selçuk )

Ekonomi tıkırında
Kriz var bunalım var
Ekonomi tıkırında

İşveren zor durumda
İşçiyi bağrına basar
Revâ mı bu efendim
Bunalım bundan doğar

Demek ki ne yapmalı
Paradan at bir sıfır
Artsın öyle fiyatlar
İşçi fazla at gitsin

İşsizlik pahalılık
Konjonktür enflâsyon
Milletçe fedakârlık
Kriz bunalım derken
Bilânçoya bir baktık

Bu yıl iki misli kâr
Hayret şu işe bak sen
Nerden geldi bu kârlar
Kime gitti bu kârlar

Kime gitti bu kârlar
Aman kimse sormasın
Kim kazandı bu işten
Aman kimse duymasın

BANA BANA ( T.Selçuk )

O bir gün giderse gene seni üzerse
Bir ömür böyle geçmez ayrılık yâr olursa

Bana bana…
Olur mu ?…
Bana bunu…bana bana…
Olur mu ?
Yapamazsın ay ay ay…

Gelirse üzerse giderse dönerse severse…

Ya bir gün giderse gene seni üzerse
Bu sefer aldanmam ben
Ayrılıktan korkmam ben

 

Genel Dağıtım
BALET PLÂK
İ.M.Ç. 6. Blok No: 6645-46 Unkapanı / İSTANBUL
tel: 0212 522 75 85