“12 Eylül Sorumluları Yargılansın” deniyor
1. Bu süreci hazırlamış olan, iktidar hırsları yeteneklerinden büyük, dönemin parti başkanları da yargılanacaklar mı?
2. Bu siyasi örgütlerin, parti üst yönetimlerine sessiz kalmış, korkudan gerekli tepkiyi gösterememiş olan alt idari kadroları yargılanacak mı?
3. Gidişin hayırlı olmadığını görüp siyasileri uyarmamış olan bürokratlar yargılanacaklar mı?
4. Olaylara müdahalede açıkça taraf tutmuş olan bazı emniyet mensupları yargılanacak mı?
5. Bu kanlı gidişe ortak bir tavır koyamamış olan basın yargılanacak mı?
6. Paradan başka bir şey düşünmeyen ve iktidarları eleştirmeye korkan sermaye yargılanacak mı?
7. Ve en önemlisi bu vahim gidişi, evlâtlarının ölümünü sessizce seyreden, suskun kalan, gerekli toplu demokratik tepkiyi göstermemiş olan sevgili halkımız, hepimiz yargılanacak mıyız?
Hayır, hiçbirimiz sorumlu değiliz, neden yargılanalım ki!… Bütün bunlar bizim dışımızda oldu, bize akıl soran oldu mu?!!!
…Peki kimi yargılayalım? … Demokratikleşiyoruz ya!…
…O MO KARA DO ŞİMİ ŞİMİ ŞİMİ DO PER PEN DO PER PEN DO ŞAKA TUKA ŞAKA TUKA E Lİ SAN TUZ İNGİLİ BADEM BUZ…
…Bulduk, bulduk… En baştaki generali yargılarız, vicdanlarımız rahatlar, evlâtlarımız yattıkları yerden bize dua ederler, sorumluluk sahibi bir halk olarak hepimiz huzur buluruz…..
…1ci baba: ey silahlı kuvvetler, bu müdahaleyi keşke bir yıl önce yapsaydınız, şimdi evlâdım yanımda olurdu…
… 2ci baba: kardeşler, darbeyi iki yıl önce yapmış olsaydınız oğlum şimdi hayatta olurdu…
… 3cü baba: darbeyi neden dört yıl önce yapmadınız, madem yapacaktınız, yazık değil mi benim çocuğuma…
Bu madalyonun bir yüzü,… diğer yüzü… 12 eylül sonrası yaşanan insanlık dışı uygulamalar, idamlar, tutuklamalar, yargılamalar, işkenceler…
…1946 da başlayıp bu güne kadar devam eden ve bizler “cahil ve tepkisiz kaldığımız” sürece uygulanmaya devam edecek olan, küresel ve yerel ölçekteki “GÜÇ VE PARA TARİKATININ” (GPT) bizim için hazırladığı planın bir parçasıydı yaşadıklarımız. Bazılarımız iyi niyetle, bir diğer kısmımız da kötü niyetle bu planın parçaları olduk: “Derin Devlet” “Sığ Toplumlarda” var olur.
…İki yol var; ya uyumaya devam ederiz, ya da “ahlâklı insan, ahlâklı Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı” üst başlığı altında, yeni ve örgütlü bir uyanış ve anlayışıyla bu zincirleri koparırız.
…Maddî ve manevî yoksulluğun etnik kimliği, dinsel kimliği, siyasi kimliği olamaz.
…Acıların, yoksulluğun dili olmaz. Melunun söylediği melanetse eğer, melanetin dili de, dini de, etnik kökeni de, siyasi görüşü de olmaz, çünkü “melun melundur”.
***Türkiye’nin ahlâklı insanları birleşin, onurunuz ve yarınlarınızdan başka kaybedeceğiniz değer kalmadı.